Kişisel Gelişim ve İletişim

Kişisel Gelişim ve İş Hayatına Dair Herşey..

Masumi Toyotome'nin Gözünden Sevgi Analizi

Sizinle Ünlü Japon düşünür Masumi Toyotome'nin sevgi analizini paylaşmak istiyorum.Ünlü yazar Masumi Toyotome’ Three Kinds of Love’ adlı kitabında sevgi ve sevginin şekilleri üzerinde düşündüklerini yazmış, herkesle paylaşmış.

Toyotome üç türlü sevgiden bahsediyor; gelin bir bakalım bunlar nelermiş..

1.       “Eğer” türü sevgi: 

Belli beklentileri karşılarsak bize verilecek sevgiye bu adı takmış yazar. “Eğer iyi olursan baban ve annen seni sever. Eğer başarılı ve önemli kişi olursan seni severim. Eğer eş olarak benim beklentilerimi karşılarsan seni severim”. Toyotome en çok rastlanan sevgi türü budur diyor. Bir şarta bağlı sevgi, karşılık bekleyen sevgi. Evliliklerin pek çoğu “eğer” türü sevgi üzerine kurulduğu için çabuk yıkılıyor.  En saf olması gereken anne baba sevgisinde bile maalesef “eğer” türüne rastlanıyor. 

2.       “Çünkü” türü sevgi:

Bu tür sevgide kişi bir şey olduğu, bir şeye sahip olduğu ya da bir şey yaptığı için sevilir. Başka birinin onu sevmesi sahip olduğu bir niteliğe ya da koşula bağlıdır: “Seni seviyorum çünkü çok güzelsin.” “Seni seviyorum çünkü popüler, zengin ve ünlüsün.” 

Yazar “çünkü” türü sevginin “eğer” türü sevgiye tercih edileceğini anlatıyor. Eğer türü sevgi bir beklenti koşuluna bağlı olduğundan ağır bir yük haline gelebilir. Zaten sahip olduğumuz bir nitelik yüzünden sevilmemiz egomuzu okşayan hoş bir şeydir. Ama aslına bakarsanız “çünkü” türün “eğer” türünden temelde pek farklı olmadığını görürsünüz. Her ikisi de yük getirir insana. 

Genel Mülakat Soruları

Öncelikle mülakatta sorulan soruları çok iyi dinlemeli ve doğru anladığınızdan emin olmalısınız.Mülakatların hepsi birbirinden farklı olsa da bazı klasikleşmiş sorular kişiyi daha yakından tanımak için yönlendirilir..En azından bu belli başlı sorulara önceden ön hazırlık yaparak gitmek işinizi kolaylaştıracak ve heyecanınızı hafifletecektir.Ayrıca kendinden emin bir profil çizmiş olacaksınız.

Şimdi o klasik sorulara bir göz atalım;

is Görüsmesine Giderken Hazırlık ve Mülakat Süreci

Mülakata çağrılmak iş arama sürecinde olan adaylar için heyecan verici bir süreçtir. Gidilen birçok mülakat sonucunda "biz size döneceğiz,değerlendireceğiz" gibi bir takım cümleler duyarsınız. Sonuçta istediğimiz bize en uygun işi yakalayıp iş alım personeliyle el sıkışmak ve kariyer basamaklarını tırmanmaya bir yerden  başlamak..
Öncelikle mülakata çağrılmanız bir telefon ile başlar.Bir çok konuma, firmaya başvurduğunuzu varsayarak  sizi arayan yetkiliye öncelikle tam ismini, görüşülen görev ile ilgili detaylı bilgi almak çok önemlidir.Ayrıca  firmanın adres, tel, hatta resmi bir mail adresi almak unutulmamalıdır.Genellikle ilk heyecan anları iletişim eksikliğine bunun sonucunda dikkat dağınıklığına neden olabilir.


Etkili iletisimin püf noktaları



İletişimde beden dili %60, Ses tonu %30 ve Kelimeler %10 önem taşır.


İnsanlar gerek günlük yaşamlarında gerekse iş hayatlarında sürekli birbirleri ile iletişim kurmak zorundadır. İletişimin etkili olabilmesi için basit birkaç kurala uyulması yetmektedir. 

Çok fazla ve gereksiz konuşmak etkili iletişimin temel kaynağı olarak görülmemelidir.

Birinci kural ; ilişkilerde pozitif olmak, olaylara iyi taraflarından bakmaktır.


Mümkün olduğunca gülümsemeye çalışın. 


Konuşurken insanların yüzüne bakın, gözlerinizi kaçırmayın.

Jestlerinizin (el, kol vs. kullanımı) sözlerinizle aynı mesajları vermesine özen gösterin. Ellerin kenetlenmesi, kolların kavuşturulması , ellerinizin çene hizasında olması sıkıldığınız ve ortamdan ayrılmak istediğiniz anlamına gelir ve karşımızdaki kişinin de konsantrasyonunu bozar. Kısacası aşırıya kaçmadan jestlerinizi kullanın.

Halkla iliskiler Kavramı



Halkla ilişkiler ne değildir ?

    Şirketimize, 20-30 yaş arası prezantabl, fiziği-diksiyonu düzgün, oto ehliyetli, en az lise mezunu (üniversite mezunu tercih sebebidir) bayan HALKLA İLİŞKİLER UZMANI eleman alınacaktır.



   Halkla ilişkiler; Özel kesimde ya da kamu kesiminde faaliyette bulunan bir işletme ya da kurumun ilişki kurduğu veya kurabileceği kimselerin anlayış, sempati, ve desteğini elde etmek ve bunu devam ettirmek için yaptığı sürekli bir yönetim fonksiyonudur.

Uluslararası Halkla İlişkiler Birliği
   Başka bir tanım ise; Belirlenmiş hedef kitleleri etkilemek için hazırlanmış planlı ve inandırıcı bir haberleşme çabasıdır.


Calısma Hayatında Tükenmislik Sendromu




Tükenmişlik, yaşanılan stresin uzun sürme ve kronikleşmiş halidir. Ve ne yapılırsa yapılsın ne kadar sıkı çalışılırsa çalışılsın bu durumda bir değişiklik veya farklılık yaratılamadığında  kişi kendini çaresiz ve yetersiz hissetmeye başlar.

Fiziksel tükenmişlik: Kişide kronik güçsüzlük, yıpranma, enerji kaybı, hastalıklara meyillilik, sık baş ağrısı, kas ağrıları, uyku bozukluğu, bel ağrısı.

Duygusal tükenmişlik: Kişinin kendini güçsüz desteksiz güvensiz hissetmesi, evde gerilim ve tartışmaların çoğalması, kızgınlık, huzursuzluk, nezaket ve saygı davranışlarında azalma , asosyallik.

Zihinsel tükenmişlik: Bireyde doyumsuzluk, kendine işine ve genel olarak yaşama karşı negatif tutum ve bunun yanı sıra ileri aşamalarda işini önemsememe, sorumluluklardan kaçma, işini bırakma.

Insanı calısmaya yönelten nedenler ve Maslow

Maslow teorisi veya ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisi, ABD'li psikolog Abraham Maslow tarafından 1943 yılında yayınlanmış bir çalışmada ortaya atılmış ve sonrasında geliştirilmiş bir insan psikolojisi teorisidir.



Belirli bir kategorideki gereksinimler tam olarak karşılanmadan kişi bir üst düzeydeki kategorinin gereksinimlerini algılamaz, böyle gereksinimleri yoktur. Örneğin; günlük olarak karnını doyurabilen fakat güvenlik içinde bulunmayan, kendini sürekli olarak olası bir tehdit altında algılayan bir insanın, dünya görüşünü geliştirmek için kitap okumak gibi bir gereksinimi yoktur.

ilk izlenim için ikinci bir sansınız yok !


İnsanlar dış görünüşleriyle karşılanır, şahsiyetleriyle uğurlanırlar. Hayatımızdaki ilk izlenim hemen her konuda çok önemlidir. Karşımızdaki kişi hakkında yargılara varmaya başladığımız ilk an karşılaşma anımızdır. İşte doğru ilk izlenim oluşturmanın püf noktaları… Fransızların bu sözü günümüz dünyasında bize ayna tutar. Hayatımızdaki ilk izlenim hemen her konuda çok önemlidir. Karşımızdaki kişi hakkında yargılara varmaya başladığımız ilk an karşılaşma anımızdır. Dört çeşit izlenim vardır:

1. Kendiniz hakkında ne düşündüğünüz

2. Başkaları hakkında ne düşündüğünüz

3. Başkalarının sizin hakkında ne düşündüğü

4. Başkalarının kendileri hakkında ne düşündüğü
Karşınızdaki kişiye göz attığınız o birkaç saniyede dış görünüşü, vücut dili ve tavırları bize doneler verir. Negatif olan ilk izlenimi geriye döndürmek çok zordur.

Masanız Konusuyor..

Masanıza bakın. Sarı not kağıtlarıyla mı dolu? Yoksa ailenizin gülümseyerek poz verdiği fotoğraf kareleriyle mi? Düşünmenize yardımcı olacak oyuncaklar var mı masanızın üstünde? Masanızı nasıl düzenleyip tasarladığınız, sizin hakkınızda tahmin edebileceğinizden daha fazla şey söylüyor. Ofiste, kendi alanımızı davranışlarımız, hedeflerimiz ve değerlerimiz ölçüsünde düzenleriz. Lider olarak çalışanlarınızın masaları size onları anlama ve daha etkili bir biçimde motive etme konusunda yardımcı olabilir. Teksas Üniversitesi psikolog, profesör ve Snoop: What Your Stuff Says About You kitabının yazarı Sam Gosling “İnsanlar anlaşılmak ister. Diğerleri sizi olduğunuz gibi gördükleri zaman daha mutlu, daha sağlıklı ve daha verimli olursunuz.” diyor.
Çalışanlarınızın ya da çalışma arkadaşlarınızın masalarına bakın. Hangi kişisel eşyalar var masanın üstünde? Kalıcı olan nesnelere yoğunlaşın ve onları anlamlandırın.

Anlasamamanın ana nedeni: iletisimsizlik



Yanlış anlaşılmalar, anlaşmazlıklar ve çatışmalar… Araştırmalara göre,günlük hayatımızda yarattığımız ve yaşadığımız sorunların %90’ı iletişim eksikliğinden kaynaklanıyor. Uzmanlara göre insanların önemli bir kısmı, işe ayırmaları gereken zaman ve enerjiyi departman savaşları, kişiler veya gruplar arası çatışmalara harcıyor, sonuçta da depresyon ve tükenmişlik duygusuyla baş başa kalıyor. Çatışma aslında hayatımızın önemli bir parçası. Peki, çatışmayı kontrol altına alıp, ona sebep olan sorunları nasıl çözülebiliriz? Konunun uzmanları, çatışmanın her zaman negatif bir durum olmadığını, kontrol altına alınırsa fırsata dönüştürülebileceğini belirtiyor.

Kisisel Gelisiminiz icin neler yapabilirsiniz?



Kişisel gelişimin en önemli noktası kişinin kendisini en iyi şekilde tanımasından geçer. Kendinize şu soruları sorun: Kendimi hangi konuda eksik hissediyorum? Hangi durumlarda problem yaşıyorum?
Kendinize seminer planı yapın! Kişisel gelişim seminerlerinin neler olduğunu öğrenin ve bunları bir kağıda yazın. Daha sonra ben şu konularda eksiğim ve eğitim almam gerekir dediğiniz seminerlere katılmaya çalışın. Okuyun! Her ay en az 3 adet kişisel gelişim kitabı okuyun. Çünkü bu kitaplar kendinizle ilgili en yeni araştırmaları ve bilgileri size verecektir.